97 yılının sıcak bir temmuz akşamında, Amerikalıların
meşalesini yakmasına bir saat kala başlamışım amansız hayat mücadeleme. Bu
husustan olsa gerek bir doğum günümü meşaleye karşı izlerken kutlamak
istiyorum. Hayal tabi bu ama belki bir gün güzel bir anım olur.
İlkokulda hani böyle hocanın gözdesi, her şeye parmak
kaldıran ama normalde sessiz sakin olan bir kız vardır ya, işte o bendim.
İçe dönüklüğümü sadece ders sırasında atabiliyordum. Ortaokulda
başıma gelebilecek en güzel olay geldi ve elimden bir öğretmenim tuttu. Zamanla
onun sayesinde biraz olsun sosyalleştim ve arkadaş edinmeye başladım. Şiir yazabildiğimin de yine o yıllarda farkına varmıştım.
Lise yıllarında ise bu açılma -tabiri caizse kabak çiçeği
gibi açılma- ile dışa dönük ve bir o kadar da
çılgın biri olmuştum. Lise yıllarım sanırım bu yüzden en sevdiğim ve en çılgın
anlarımdı. Üniversitede de bir o kadar çılgın anlarım olmuştu.
Yazmaya yine ortaokulda Türkçe öğretmenimin sınavlardaki
kompozisyon kısmına yazdığım şiirler üzerine beni şiir konusunda sınamasıyla
başladı. İlk şiirlerimi o zamanlar yazmıştım ve bunların büyük bir kısmını
yarışmalara göndermek için kağıda döküyordum. Zamanla şiir konusunda kendimi
geliştirmek istedim, yine bu dönemde nesire yönelmeye başladım. Lisede de bu şiir
yarışmalarının yerini düzyazı yarışmaları aldı.
Öyle ya da böyle artık yazmak benim için bir tutku olmuştu. Yeni hayatlar
yaratmak, yeni karakterler yaratmak, aşklar, sevinçler ve hüzünler
yaratmak kimisine inanılmaz bir haz verir ancak bunlar artık benden bir parçaydı.
Bunlar olmadan eksik kalan bir insandım. En önemlisi de artık bilgiye açtım.
Sürekli okuyup araştırıp yazmak istiyordum, bu konuda oldukça doyumsuzum😊
Yazdıklarımı paylaşıp okunmasını sağlama
gibi bir durumu aklımdan bile geçirmiyordum ama nasıl olduysa kitap okuduğum
bir sitede ben de kitap yazma denemesinde bulundum. Zamanla tabi bunun beni kısıtladığını
düşünerek bırakmıştım. İyi de oldu, o yazma girişimlerim sayesinde farkında olmadan kendimi geliştirmeye başlamıştım ancak orası bunun yeri değildi.
Denemeler yazıyordum, makaleler yazıyordum, sürekli
okuyordum ve yazıyordum. Şiirselliği düz yazımdan atmaya çabalıyordum. Bu benim en büyük sorunlarımdan biriydi. Sonunda
derslerim ve okulum derken bunları azalttım ve kendimi sadece okumaya verdim.
Üniversiteye başladığım yıllarda biriyle tanıştım ve fikrimi değiştirdi. İşte
onun sayesinde bu blogu açtım ve çeşitli sitelerde yazarlık yapmaya başladım. Yazdıklarımı paylaşmak oldukça zordu ama birilerinin o kelimelerde kendinden bir şeyler bulduğunu görmek oldukça güzel bir his.
2015 yıllarında Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde sadece kendimi
geliştirebilme amacıyla okuyordum. Öyle ki bölümdeki seçmeli derslerimi görseniz
bölümüme edebiyat diyemeyebilirdiniz. Boş zamanlarımda diğer bölümlerin derslerine kaçak giriyordum, çoğunlukla sınıfta fark edilene kadar kalırdım. Neden bilmiyorum ama farklı dallarda bilgi edinmek hep ilgimi çekmiştir. Halen beni fazlasıyla cezbediyor. Daha sonra, 2017, geleceğim konusunda daha kararlı olma amacı ile Hacettepe Üniversitesi'nde Fizik Mühendisliği bölümüne başladım. Hayallerimi süsleyen Ankara'ya da böylelikle adım atmış oldum. Bu gri şehrin bendeki yeri bir başkaydı, hayali Ankara'da yaşamak olan bir çocuk olarak büyümüştüm. Zamanla birçok şiirime konu olup ev sahipliği yaptı. Sanki bu şehir insanı yazmaya itiyordu.
Ankara'ya geldiğimden birkaç ay sonra bir güzel kitap kulübü buldum kendime, hepsi ailemden biri gibi oturup saatlerce yazarlardan ve edebiyattan konuştuğum dostlarım oldu. İnsanın ruhunu doyuran sohbetlerden bahsediyorum sizlere! Velhasıl hem ruhumu hem zihnimi doyurma yolculuğumun Ankara durağı oldukça verimli geçiyor.
Neyse efendim, sözün kısası teknoloji çağının hakim olduğu bir hayatta yaşıyoruz. Kitaplarım ve bilgisayarım benim hayatımın büyük bir bölümünü kaplıyor. Eleştirel ve titiz bir okur, bedbaht bir üniversite yolcuyum. Sanırım hayatımın sonuna kadar da bu yolculuğuma devam edeceğim. Öğrencilik güzel bir şey mi bilinmez ama ben öğrenmeyi çok seviyorum.
Neyse efendim, sözün kısası teknoloji çağının hakim olduğu bir hayatta yaşıyoruz. Kitaplarım ve bilgisayarım benim hayatımın büyük bir bölümünü kaplıyor. Eleştirel ve titiz bir okur, bedbaht bir üniversite yolcuyum. Sanırım hayatımın sonuna kadar da bu yolculuğuma devam edeceğim. Öğrencilik güzel bir şey mi bilinmez ama ben öğrenmeyi çok seviyorum.
Bu blogu açma sebebime gelirsek şöyle açıklamak isterim: bu
dünyadan yarım yamalak izi kalmış silik bir leke gibi çekip gitmek istemiyorum,
yaşlandığımda ben şunları yaptım diyebilmek istiyorum ve ölümümden sonra da
yazdıklarımla hatırlanabilmek istiyorum. Bu yüzden de Levla adıyla buraya
yazmaya başladım. Levla'nın anlamını benimsediğim için blogumu yine bu isim
üzerine açtım. Ben hep var olmayan, var olmaya çalışan biri gibi hissettim. Sessiz sakin süren okul sıralarındaki yaşamım beni görünmez kıldı ve öyle ki bazen varlığımdan şüphelere düştüm. Var olmanın en iyi yolunun satır aralarına gizlenilmiş benlik kırıntılarımın olduğunu keşfettiğimde ve bu hazzı hissettiğimde yazmam gerektiğinin farkına varmıştım. Bu mahlası kullanma sebeplerimden biri de budur diyebiliriz. Diğer bir sebep ise bir minik kız çocuğundan sesini duyduğumda ilk işittiğim kelime olması, elbet bana böyle demesinde bir mana vardı.
Levla olarak yazdığım sürede birçok yerde daha yazdım. Bu platformlarda farklı mahlaslar kullandım ama zamanla oradaki varlığım kayboldu. Kısa bir süre de "ozzlemmektevar" gibi garip bir tanım kullandım, halen kullanıyorum nedense "özlem, emekte var." anlamı aşırı hoşuma gidiyor. Peki neden hep mahlaslar, farklı isimler? Bunu da şöyle açıklıyorum: kendi ismimin anlamının altında hep ezildiğimi hissederim ve belki de bu yüzden farklı isimler ile yaşıyorum. Belki bir gün o anlamla baş etmenin bir yolunu bulurum, kim bilir.
Levla olarak yazdığım sürede birçok yerde daha yazdım. Bu platformlarda farklı mahlaslar kullandım ama zamanla oradaki varlığım kayboldu. Kısa bir süre de "ozzlemmektevar" gibi garip bir tanım kullandım, halen kullanıyorum nedense "özlem, emekte var." anlamı aşırı hoşuma gidiyor. Peki neden hep mahlaslar, farklı isimler? Bunu da şöyle açıklıyorum: kendi ismimin anlamının altında hep ezildiğimi hissederim ve belki de bu yüzden farklı isimler ile yaşıyorum. Belki bir gün o anlamla baş etmenin bir yolunu bulurum, kim bilir.
Yazmayı sevdiğim gibi kendi çapımda grafik tasarım ve yazılım geliştirme ile uğraşıyorum, bir merak üzerine tabi ki. Fotoğrafçılık üzerine de bir ilgim var, fotoğraflar ile anları ölümsüz kıldığımıza inanıyorum. Bir zamanlar internet üzerinden radyo yayınları da yaptım ve o zamanları hala özlerim. Eh be Özlem! Burnunu sokmadığın bir şey kaldı mı senin? Sanırım hala var birkaç tane ama ileride ne olur bilemiyorum. Son zamanlarda okul ve araştırmayla geçen saatlerin artmasından dolayı bunları hobi derecesinde yapıyorum. Bazen de sadece eğlencesine yapıyorum. İlgimi çeken her şeye bulaşma gibi bir huyum mevcut, merak edersem onun iliğini kuruturum mesela 😊
Yazarlık hevesimin arttığı bir dönemde dergilere yazdım ve sonunda sadece bir dergiye gönül verip tüm gönlümle onun için çabaladım, lakin anladım ki dergiler de bir kısıtlanma yerinden farksız. Dengesiz ruh hallerimin yazıya döküntüleri dergilerde de çalkantılara sebep olabiliyordu. Bu yüzden olsa gerek sadece blogum ile var olmaya karar verdim. Blogum, benim asıl dünyam ve ben burada içimdeki kaosu kısıtlamadan ortalığa saçabiliyorum.
Yazıyorum lakin hala daha kendimi yeterli görmüyorum ve geliştirmek amacıyla okumaya ve araştırmaya devam ediyorum. Umarım bir gün yeterli olabilirim. Yunus Emre’den aldığım mütevazilikle yazıyorum her satırımı, anlaşılabilmek için değil anlatabilmek için yazıyorum. Yüreğinize dokunmak, yüzünüzde minik de olsa bir tebessüm bırakmak amacıyla kuruyorum cümlelerimi. Eğer beni daha fazla tanımak istiyorsanız yazılarıma göz atın, çünkü yazılarım benden hep bir parça taşır. Yüreğinize dokunmak dileğiyle hoş geldiniz bloguma.
Çenem düştü yine, sıktıysam mazur görün...
Yazıyorum lakin hala daha kendimi yeterli görmüyorum ve geliştirmek amacıyla okumaya ve araştırmaya devam ediyorum. Umarım bir gün yeterli olabilirim. Yunus Emre’den aldığım mütevazilikle yazıyorum her satırımı, anlaşılabilmek için değil anlatabilmek için yazıyorum. Yüreğinize dokunmak, yüzünüzde minik de olsa bir tebessüm bırakmak amacıyla kuruyorum cümlelerimi. Eğer beni daha fazla tanımak istiyorsanız yazılarıma göz atın, çünkü yazılarım benden hep bir parça taşır. Yüreğinize dokunmak dileğiyle hoş geldiniz bloguma.
Çenem düştü yine, sıktıysam mazur görün...
Bana ulaşmak için ne yapacağınızı biliyorsunuz.. 😊
Şiirlerinden yoğun bi tutku hakim,insanın yaşanmışlıklarına değinen, herkesin içerisinde kendisini bulabileceği bir ahengi yakalamışsın; kendine sırdaş edindiğin ilhamında. Okuduğumda mükemmel bir ezgi duydum içimde,yazılarına ve şiirlerine serpiştirdiğin o duygu yoğunluğundan birer esame gibiydi her biri. Gelecekte mükemmel birer münşeat örneği olan bu yazıları bir kitap içerisinde masamın üzerinde görmeyi çok arzu ederim. Başarılarının devamını diliyorum..
YanıtlaSilBu güzel yorum için çok teşekkür ederim. İnşallah bir gün bu yazıların olduğu kitabı baş ucunuza koyup uyursunuz. Çok teşekkür ederim.
SilKendini yeterli bulamaman iyi bir şey. Çünkü yine kendini bildiğinden elinden gelecek olanın çok daha iyisi olduğunu ve bunu başarabileceğini biliyorsun. Bu da geliştiğini gösterir.
YanıtlaSilBu değerli yorumun için çok teşekkür ederim.
SilAyy yine süper bir blog buldum gibi hissediyorum. Zaten arkaplana aşık oldum.
YanıtlaSil:) Ohh, hoşgeldim demek istedim bir an kendime.
Sevgiler :)
Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz efendim :)
SilGüzel bir yazı güzel bir anlatım Güzel bir kendini tanıtım olmuş :)) Tebrik ederim seni özlem :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım Mayıs :))
Sil" Bu blogu açma sebebime gelirsek şöyle açıklamak isterim: bu dünyadan yarım yamalak izi kalmış silik bir leke gibi çekip gitmek istemiyorum, yaşlandığımda ben şunları yaptım diyebilmek istiyorum ve ölümümden sonra da yazdıklarımla hatırlanabilmek istiyorum. "
YanıtlaSilBelki saçma gelecek ama, yukarıdaki cümle tüm yazıları okuttu bana. Ruj nasıl sürülür?, En iyi rimel hangisidir ? türündeki onlarca site arasında, hala kendi kaleminden yazan kişiler olduğunu görmek güzel.
Dilerim hayal ettiğiniz noktaya ulaşır, bir yazarın yaşaya bileceği en büyük tatmine erişirsiniz. Başarılar.
Çok teşekkür ederim Süleyman bey. Yorumunuz beni çok mutlu etti, bu gibi yorumlar daha fazla yazmak için perçinliyor beni.
SilLevla sana ilişkin bir karakter sanırım.Yazma tutkun hep canlı kalsın.Zaman buldukça uğrar okurum artık. :)
YanıtlaSilLevla benim aslında. Sadece yazarken içime dolan istekle değişen karakterime Levla dedim. Hoş geldiniz, yorumunuz için de teşekkür ederim :)
SilSüleyman Beyin değindiği o cümleye hayran hayran baktım:) 20 li yaşlarda bir bayanın bu kadar algısının açık olması ve harika bir kendini ifade etme şekline hayran kalmamak elde değil:) Benim 8 yaşında ki kızımda şaşırtıcı şekilde iyi bir kaleme sahip ve içine kapanık sizi okuyunca acaba sizin gibi olurmu diye bir mutluluk hissettim:)
YanıtlaSilsevgiler....
Umarım kızınız benden daha iyi biri olur ve daha başarılı bir insan olur. Ben de o yaşlarda içime kapanıktım. Zamanla bu halime geldim. Teşekkür ederim. :)
Sililk defa üşenmeden bir yazıyı okudum yaz yaz yaz bitmiyor satırlar ne kelimeler bitiyor nede harfler yazmak en iyisi devam et iyi çalışmalar Özlem
YanıtlaSilGücüm yettiğince hep yazacağım. Teşekkür ederim :)
SilBiraz geç oldu ama doyurucu bir tanıtımdı. Seni tanıdığıma sevindim Levla .)
YanıtlaSilBeni seni tanıdığım kadar sevinemezsin bence Ece ablamm :))
SilTeşekkür ederim değerli kızım benim. Bloğunda daha çok okumam gereken yazıların var. Ama özel vakit ayırmayı hak ettikleri için fırsat kolluyorum. Sevgilerimle gözlerinden öperim Özlem :)
SilÖzlem cim son şiirin çok güzel..Ben demek çok özel..
YanıtlaSilSüper bir blog bulduguma eminim. Kendini tanımlaman, anlatman,samimiyetin bloguna her gün bakacağım hisiyatını verdi.Yorumlarda görüşmek üzere hoşçakal..
YanıtlaSilE o zaman hoş geldin dünyama :) Bol bol görüşmek dileğiyle, hoş kal. :))
SilSizi Blog Sözlük'te daha şimdi keşfettim. Hem Levla Lavin mahlasına hem de yazım tonunuza hayran kaldım. İyi ki de keşfettim :)
YanıtlaSilKendinizi çok güzel anlatmışsınız, yazma tutkunuz ve beceriniz aşikâr :)
Sevgiler,
Feri Peri
Hoş geldiniz, umarım hep görüşürüz buralarda :)
SilŞiir ve düz yazı konusunda hep yetersiz kaldığımı düşünüyorum. Bunu edebiyat okuyarak bir nebze indirgemek istedim. Mühendislik okuyorum aslına bakarsanız ki asıl hayallerimin bu yönde olduğunu söyleyebilirim. Yazmayı her ne kadar çok sevsem de mühendislik benim için kendimi rahatça geliştirebileceğim bir ortam diye düşünüyorum. :) Hoş geldiniz dünyama diyorum size de. Umarım güzel yüreğinize satırlarımla dokunabilirim.
YanıtlaSilSayfanızı arkadaşımın sitesinde gördüm bi uğrayayım dedim sayfanızdaki çoğu yazı çok hoşuma gitti takibe aldım sizi. inşallah sürekli yazmaya devam edersiniz <3 bana da beklerim ^_^
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, hoş geldiniz. :)
SilBlog sözlük sayesinde dennk geldiğim güzel bir blog. Sitenize girince güvenli degil ibari görmek pek hoş olmuyor :) bu nedenle nacizane tavsiyem ssl kullanımına geçmenizi öneririm. Blogger ayarlar kısmından hemen geçebilirsiniz. İyi bloglamalar...
YanıtlaSilHoş geldiniz :) Evet onu yeni fark ettim, hemen bir el atacağım bu soruna. Çok teşekkür ederim :)
Silmerhaba özlem hanım. bloğunuz ve yazılarınız çok güzel. akıcı ve kolay okunuyorlar. sanki sohbet tadında. duygularınızı çok güzel ifade ediyorsunuz gerçekten. umarım devam edersiniz yazmaya.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, elimden geldiğince devam edeceğime emin olabilirsiniz :)
Sil