Yazılarım E-postana gelsin.

Yaz E-Postanı!

27 Ekim 2017 Cuma

YOKSUN

Özlem Ekici

Senden sonrası muazzam bir kara delik.
Bu günler de geçer biliyorsun, ne geçmedi ki.
Yıllarım bile utanıyor artık yüzümün karşısında
Ne çok ağladım ne çok güldüm, hep aynı yere vardım.

Dünyanın geri kalmış tüm toprak parçalarına çiçekler ekiyorsun
Tüm dünya buna karşı üstelik, çok savaşıyor, çok yeniliyor!
Ama hep sen kazanıyorsun, hepimize karşı.

Şiir senin ellerinden sonra şiir oluyor,
Bazı şarkıları sen söylemesen biraz eksik.
Üzülsen siyah kurdele yağıyor gökten, hepimiz için yas
Sevinsen zafer bayraklarını çekiyoruz içimizin göklerine
Adın, adın gibi bembeyaz bir güne uyanıyoruz.

Sen yoksun.

Sana rastlayan kim şair değildir artık,
Adını bir kez söylediyse yeter.
Yüzüne bakmış hiç kimse görmedim diyemez
Dünyanın güzelliklerini.

Kış olsa dahi
Kiraz çiçekleri açıyor nefes aldığın şehirlerde.
Geçtiğin yolların asfaltlarından yükseliyor
O keyifli eski zaman şarkıları.
Tamam diyorum, şuraya basmış geçerken
Toprak orada kendinden utanıyor çünkü
Çünkü otuz altı numara bir çiçek bahçesi orası.

Sen,

Yoksun.


14 Ekim 2017 Cumartesi

Cehennem Zihnimde

Özlem Ekici

Evren kadar eski bir yarayım,
Dünya uçsuz bucaksız bir boşluktu
Ve ben 20 yıldır düşüyorum.
Girmediğim savaşları bile kaybettim artık
Her papatyanın ömrü kokusu kadar.

Annem beni pamuklara sarıp büyüttü,
Şimdiyse çiçekli balkonlarda bekliyorum güzel şeyler olmasını.
Göğsünde doğum lekesi olmak isterdim
Eve döneyim ki sakince delireyim, dünyanda bir yer bul bana.

Doğduğum günden beri aynı semtteyim
Evimde yersiz yurtsuz sokaklar doğuyor,
Yaşamak en çok Ankara'da hissediliyor.
Gözlerimi kapattığım gibi olsa her şey;
Bataklığa bakıp okyanus görmek elbet mümkündür.

Sen, anatomin el verdiği kadar yaralısın.
Güzel bir şeysin sen, acıya razı gelmek gibi
Hep söylenen şarkının, hep unutulan nakaratısın.
Hayata ilk cümlemi kurdum, tüm insanlık bana sağır oldu.
Sesinde yeni bir dil duyuyorum.

Sen, dünyada hayat olmadığının en mükemmel kanıtısın
Yüzün, yeryüzündeki tek detay.
Evin varken yalnızlıktan korkman,
En beter yalnızlık değil mi?
Ne yapacağım bu kimsesizlikle bilmiyorum,
Sabredenleri gül bahçesiyle karşılayacak ölüm.

Babama benzeyen adamları daima lanetli gördüm,
Kaderimi yenemiyorum, affet.
Senin pencerenden bir an olsun ayrılmadım
Ama sen evi terk edeli çok oldu;
Bunun günahını bana yazma.
Kalemim ve ben, çok yıprandık
Dünyadaki tek güzellik olmam ne kadar doğru?

Anneme birinci yaşımda,
Bu dünyaya ayak uyduramam demiştim
Acının kökü benim toprağımda.
Çiçeklere su vermekle eskiyor çocukluğum.
Sarıldıkça yaralar tekrar açılır
Kızımın adını bile bilmiyorsun,
Sanki seni hiç uğurlayamamışım gibi.

İki elimi açıp,
Önce sana sonra anneme dua ediyorum
Allah'ım sana çıkan yollara çiçekler ser.
İçimde yer gök inliyor bangır bangır
Oysa bir kağıt parçası bile oynamıyor yerinden
Kırık dökük bir kentten, kalbimden geliyorum.
Mutluluğum, dünyanın felaketi olacak.
Zihnim benim cehennemimdir.

İlk sigaramı yakarken Allah'tan deli gibi korkmuştum,
Beklenmedik bir mutluluk anıydı kalbimi durduran.
Tarih kitaplarında yazmaz insanlığın kendiyle savaşı
Yarın olsa tüm acılar çare bulacaktı belki
Güneşin canı cehenneme.

Özlem Ekici, Personal Blogger Templates | Blog aa

Levla'nın Not Defteri - Kişisel Blog | Bütün Hakları Saklıdır | Copyright © | 2016 - 2023