Düştüğümü sandığım yerden tuttun sen elimi
Bıraksam.
Küser mi çocuk gözlerin
O huzur kokulu bakışlarının önüne iner mi tülden perdeler
Bıraksam sırtın mı olur baktıkça inandığım manzaram
Düştüğüm gecenin karanlığını aydınlatan gözlerin bakar mı bir daha öyle ışıl ışıl
Anlattığıma büyür mü öfken
Tutunsam yine de o ellere göz kırpar mı yarınlar bize
Eksik dediğim şeyi bulup doldurabilir mi ellerimizin boşluğunu doldurduğu gibi
Gecenin sabahında kalbimle dilimin iki ayrı insana koştuğu gibi
Koşar mıyız yarının bilinmez yoluna
Sevebilir miyim seni senin istediğin gibi
Tek kalmaktan korkan ben
Tek bırakmak istemeyen sen
Korkuma mı yürümeliyim büyümek için
Çocuk mu kalmalıyım senin sevginle
Eksik kaldığını söyleyenlerin tamamlanışını gördüm geçmişte
Senin bütün olacağın da ben miyim sahi
Tanrılar kıskandıkları zamanları hatırlayıp tükürüyorlar yüzüme
Belki de bu sefer esaslı bir küfürle kırıp atıyorlar benliğime ait tüm ahitleri
Paylaştıramıyorum işte bir yüreği iki kişiye
Veremiyorum dikkatimi anıları silip de an'a
Sahi niye ben
Doğmayan kaç güne sebep oldum
Sevinilemeyen kaç müjdeye sebep
Verilemeyen ilgiye duvar olup durdum
Her yaklaştığında çarpıp durdun senden öncesinin duvarlarına
Bu kadar mı albenili içime kurduğum ülke
En derinimdeyken nasıl derinlerimdeki nardan senin değil de
Başkasının adını akıttım ben
Şimdi utanıp tüm bunlardan
Bıraksam elini...
Gidişini izlesem
Önceki gidişleri izlediğim gibi
Otursam kendimin tam ortasına
Duymasam
Koklamasam
Görmesem
Hissetmesem
Nefes bile almadan öyle gidişinin tanığı olsam
Kendi kendime kızıp bir barona müşteri olsam
Unuttuğum her zevki köşe başı bir kuytuda parası neyse verip alsam
Temiz kaldığım günlerin beyazını damarımdan çıkan şırınganın sarısına bulasam
Unutsam kafamı dayayıp kaldığım her hangi bir b*k kuyusunun yanında dünü
Acır mı içim
Utanır mı yüzüm
Durur mu kalbim
Ağlar mı gözlerim
Bir tanrının p*çi olan aşk
Vurur mu yüzüme peyda olduğu yatak kadar kirlendiğini
Bıraksam elini.
Gözümün içine bakarken sen
Göz bebeklerinde içimde insan kalan her zerrenin idamını izlesem
Sokaktan geçen bir adamın gelecek nesillerini içimde biriktirsem
Kendime ait olmayan gelecekler büyütsem içimde
Başlayamadık ki dediğin yerde
Bitirmenin o lekesi olan noktayı koysam tam ortamıza
Utanır mıyım yapamadıklarımdan
Utanır mıyım yaptıklarımdan
Utanır mıyım yaptırmadıklarımdan
Tanrıların günahı olan bir duyguyla kalabilir miyim tekken
Yazdıklarımı, sildiklerimi, yaktıklarımı
Okusam arkandan cennetimin ilahisi gibi
Huzuru hisseder misin içinde
Şimdi
Şu an
Hazır ay bir bulutun arkasına saklanmış bu lanete şahit olamıyorken
Bıraksam elini...
Kimsenin eline uzanmayacağımın yeminini ederken
Bıraksam ve sen kalırken kendimin ortasına yerleşip
Tüm duyularımı benden bir fersah uzağa ötelesem
Acıtmasam canını
Bunaltmasam o coşkulu ruhunu
Kaybolsam kendi içimde
Karşılaşmasam kendimle bile
Tanrıların kıskanırken üstüme fırlattığı lanetlerin ortasında kalsam
Her laneti hak ettim deyip boynuma sarsam
Ve sen gitsen
Görmesem
Duymasam
Kokusunu alamasam
Hissedemesem
Hissiz bir gidişin öznesi olup
Sadece kalsam
Bıraktığım yerde.
Ne kadar etkileyici bir şiir. Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilİnsana bütün duyguları hissettiriyor gerçekten.. Kaleminize, emeğinize sağlık. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :))
SilÇok dokunaklı bir şiir olmuş, yüreğine sağlık! ^-^
YanıtlaSilÇok teşekkür ederimmm :))
Silya sen neşeli keyiflisin ama yazarken kalbin çok ağır hihihi :) yazmaya oturunca denişiyon seen hihihi :)
YanıtlaSilYazarken birazcık daha hüzünlü oluyorum sanırım :)
SilKaleminize sağlık...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim..
Sil