Geriye bakarak yanıtlıyoruz birbirimizi
Bir destek aranır bir güç alırcasına
Dönerek ikide bir anıların ülkesine..
Alnımızı gererek konuşuyoruz, kaşlarımızı
Bir ince eğimle siper edip bakışlarımıza
Çok iyi bildiğimiz bir duyguyu
- O biraz yenilgiye biraz ezikliğe benzer
Ortak yaşadığımız sızım sızım -
Saklamaya çalışıyoruz birbirimizden.
Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarında
Hangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor
Hiçbir düşünceyi sonuna dek götüremiyoruz.
- Böyle belirlenmiş sınırlar içinde
Bir iç denetimle, bir dış denetimle
Konuşmasak da eski tadını yitirdi -
Düşler kuruyoruz yeniden gelecek üzerine
Kaldırıp kirpiklerimizi ayak uçlarımızdan
Dağlara bakıyoruz, ufuklara, bulutlara
- Ah, o insan yüreğinin değişmeyen tutkusu -
Bir güncel sesle sonra, çirkin ve çiğ
Bir kirli görüntüyle hayata ilişkin
Dönüyoruz gerçeğin o kalın çizgisine..
Yeni yeni yaşamlar kuruyoruz ödünler vererek
Aklımızda yüzlerce geçerli açıklama:
"Yaşamak zorundayız nasılsa, iyidir
Hiç yoktan var olmak" adına
Karşı çıktığımız ne varsa yapıyoruz hepsini.
Bir kan pıhtısı gibi yarada kuruyan
Binlerce uyuşturucu merhemle donuyor kalbinizde
Anılar inançlar incelikler düşler..
ŞÜKRÜ ERBAŞ
yani ivit yaşıyoz işte yaralarla :)
YanıtlaSilivit deep :)))
SilNe güzel satırlar Şükrü Erbaş sevdiklerim dendir emeğine sağlık güzel paylaşım için teşekkür 😊sevgiler 😊
YanıtlaSilBen de çok severim, bu şiirini de birkaç gün önce keşfettim. Teşekkür ederim :)
Silİşte de ben geldim :)
YanıtlaSilGüzel edebiyat, güzel blog, güzel bir yürek buldum, merhaba :)
Hoş geldin :) Ben de kahveleri hazırlamıştım sana :)
SilMerabaaa ben geldim. 😃Yorum butonum kapaliydi bende yanitlayim bare dedim 😁 cok güzel bir siir yüregine saglik.
Sil"Genelev mektupları" diye bir şiiri var. Nasıl bir empati yeteneği...
YanıtlaSil